İçimizde işleyen süreç bizi sürekli daha çok keyfe daha az acı ile ulaştırmak için çabalarken dışımızda işleyen süreç dengeyi korumaya çalışır. Bu da içimiz ve dışımız olmak suretiyle iki ayrı varoluşu oluşturur. Aslında dışarıdaki süreç dışında hayatta işleyen bir süreç yoktur. Fakat biz hissetmiyoruz. Bu yüzden var dememiz sadece sözde kalıyor. Bizim var olduğunu keşfetmemiz lazım. Öyleyse dışımızda ne var bunu bir an önce hissetmeye gelmeliyiz. Bu da dışımızdaki dünya ile bütünleşmeyle olacaktır. Dışımızla bütünleşmek demek dışımızdaki dünyaya ilgi göstermeye başlamak demektir. Bundan öncesinde sadece kendime daha çok zevk veren bir şeyi daha basit bir şekilde nasıl alırım diye sorgulayarak yaklaşım gösteriyordum. Artık dışım ve içim diye iki ayrı gerçeklik olduğunun düşünmemeye çalışıyorum. Hepsi tek bir gerçeklik. Bunun böyle olduğunu görmek istiyorum. Araştırmaya başladım. Sadece tek bir gerçek var ve ben bu gerçeği nasıl bulabilirim. Bunu bulma isteğiyle yaşamaya ve başıma gelenleri değerlendirmeye başlıyorum.
Bu yaklaşım tarzı ile yeni bir şekilde görmeye başlayabilirim dünyayı. Sadece beni tatmin etmek için yaratılmış bir dış mekan, açık bir alış veriş merkezi değil sadece hissetmediğim bir parçam... Bu asıl olana ve dengeye getirebilir bizi. Böylece içimizdeki fırtınalar da dinebilir.