Tık tık tık...
Çalınan kapı,
kapılar dışa kapalı
Ardımızda eskimiş bahar
Ayaklarımızda o kafkas sürgünü
Sürgünün doğada yok yeri
İnsan kendine mahkûmdur biraz da
Kendine mahfuz muhafazası
Tanrılar tanrılardan korkmaz
Bilmez çünkü savaş her an kapıda durur
Kalkınca anne koynundan
O yükseltir diyorlar bazı koyunları
Okuduğum kitapta geçmiyor bu
Yine de ben inanıyorum buna
Efseli safilin ve sıratı müstakimde bir şey taşıyor
Taşıdığı o lotus oturuşu
Kalbinin vuruşunu izleyerek aşikâr
Kılıyor secdeyi müstesna alınlarda
Hatta alanlara çıkıp konuşmak istiyor
Sıskam benim sıskam
bileklerinde süzülen tülbentin kanı
Kendini kanırtarak acıyla yüz yüze konuşur o
Acıyla başbaşa insan başından beri
Al aşağı Lilith’i bir şey söyleyiverir o
Bir şey söyler
dalgınım anlamıyorum
Anlamıyorum kahretsin sonra diyorum
Kaybedilmeyen şeyler var hâlâ
içimi açıp bakıyorum orada savaşı kendimizin
hepimizi ediyor işgal mitos
hatta darül kalp yollarında aşkını yor
İşte bir hikâye başlıyor
Başla ve konuş
ey zihin
senin elinden çektim
ne dilediysem
Fakat yine de
Dengim benim
Lilith'im
Karşımda duruyor...