Dengini bulmak... Tamamlanmak... Huzur... Dinginlik... O kadar zor ki biriyle denk olabilmek... Biriyle hem hâl olabilmek...

O'nu bulduğun vakit zaman sanki durur gözlerinde...O'nun gözlerinin yeşil serinliğinde...

Bakarsın... Bakarsın... Baktıkça yanarsın... Yandıkça tekrar tekrar bakarsın...

İşte o an senin için evren susmuştur adeta! Kalırsın öyle... Hele bir de o gözler gülümseyerek sana dönüyorsa...

Vurgun vurgun sana yani senin tâ içine nazar ettiyse o yemyeşil gözler...

O anı tüm cihana değişmezsin. Artık unutamazsın o gözleri... O aşk dolu gözleri... Sonra başlar hikayen... Deliler gibi seversin, sevişirsin onunla. Dudaklarını o ilk öpüşün var ya... Sanki yeniden doğmuş gibi olursun... Hele ki o yâr boynundan öpüp kokunu içine çekiyorsa... Öl ona öl!

Erirsin... Yaşadığını, gerçek anlamda hayatta olduğunu hissedersin.

Sonra sana dönüp o güzel dudaklarıyla der ki: "Seni o kadar çok seviyorum ki..."

Garip ya da tuhaf bir şeyler hissedersin içinde.

Belli ki o an yüreğin olur lime lime...