Herkesin varlığını bildiği, hayranlık duyduğu ıssız bir ütopya. Geceleri denizleri aydınlatan yeryüzündeki beyaz güneş. Çeşit çeşit lanetli kuşlar ve ağızları tütün kokan gri sakallı leventler. Korsanların paha biçilmez hazinelerini sakladıkları lalelerin biraz daha büyüğü. Benim aşkım ve ilhamım. Her gece bakarak uyuduğum beyaz meleğim. Göksel ve yüce bir varlık. Denizin ortasında ansızın yükselen yüce bir yapıt. Onu tavaf eden gemilere yol gösteren bir şeyh. Adeta Meryem Ana.


O benim deniz fenerim ve ben de onun bekçisiyim. Koruyanı ve her gece yanında olanıyım. Onu yıkarım, boyarım ve her zaman benim parlak meleğim olması için çabalarım. Her gün o güzel ve aydınlık göğüslerini okşarım ve sabahtan akşama kadar tüm vücudunu bir güzel cilalayıp parlatırım. Çünkü o benim karım. En yakın yaşam yeri belki de yüz mil uzaktadır buraya. Yani o benim yaşayan tek varlığım.


Yılın yarısında burada kalıp nöbet tutarım. Onunla yatarım. Hem de her manada. Tabii o bana çok yanaşamaz ama olsun, ben ikimiz yerine de yapılacakları yaparım. Bazen fenerimin hemen yanındaki barakaya geçer yemeğe yumulurum ve ardından iki kadeh votka doldurup dondurucu soğukta onun yanına sokulurum. En tepesine çıkıp ışığın şiddetle vurduğu yerde yatarım. Çünkü ışığın gücü beni hayatta tutar, böylece onun da beni sevdiğini anlarım. Önündeki kayalıklara otururum ve kocaman bacalarıyla denizi yarıp geçen koca gemileri seyre koyulurum. Üzerlerine yansıyan fener ışığına ifade edilemeyecek kadar sevgi doluyum.


Bazen benimle daha fazla aşk yaşamak istediğini hissederim ve hemen en üst kata çıkıp lambanın tam yanına gelirim. Lambanın içini açarım ve bu yüce ışığın eşsiz kaynağına hayranlıkla bakarım. Haznenin içine dalarım ve kaynağın ışıkla birlikte yaydığı o cehennem sıcağında ona dokunarak kendimi tatmin etmeye başlarım. Sıcak yüzüme vurdukça daha da azarım ve en sonunda saunadan çıkmış sokak köpeği gibi kendimi hazneden aşağı atarım. Yerdeki taşın soğukluğunu hissederim kıpkırmızı olmuş suratımda. Terlemiş vücudumu duşa sokarım ve günaha girip rahatlamış ruhumu da tekrar meleğime adadığım için gurur duyarım. Barınağın çatısına çıkıp izlerim onu geceleri. Çünkü geceleri daha bir görkemli; tıpkı gökteki yıldızlar gibi ama daha gerçekçi. Hayatımı adadığım kutsal bir görev. Yüce Tanrı'nın yeryüzünde yansıması. Işık huzmeleri ile dans eden zarif bir kadın. O benim deniz fenerim ve ben de onun bekçisiyim.