‘’Coraline denizi ister

Ama sudan korkar’’



Beni çehreleyen bitmek bilmez, ucu bucağı gözükmez, boğazımda yumru, sırtımda kambur, yolumda diken, o acı -ah ki ne acı- hislerimin karanlığında; yine sana, sana geldim Coraline. Senin varlığını bilmek, kurak topraklara gökten süzülen kutsal su misali içimi ferahlatıyor. Senin ay gibi mistik, gök gibi kutsal varlığının bilgeliği; beni asırlar öncesinin melodileri gibi kutsarken, vücudum soğuk teninin sıcaklığıyla alev alıyor. Bana bahşettiğin küçük ölümler, ruhumun en ücra köşelerini okşuyor. Göğümde senin dördünlerini görüyorum sonra, kimsenin görmediği kadar. İlkini selamlıyorum bir şekilde. Son dördününü öpüp saklıyorum. Esasında Coraline, seni birdenbire sevmedim ben.

Ben ki; Adem nefsine yenik düşüp kutsal olandan kovulmadan, yıllarca Tanrı’ya bağışlanmak için yakarmadan önce seviyordum seni. Bakire Meryem’in rahmine düşmeden Logos, salıvermek isterken onu Pilatus; “O'nu çarmıha ger, çarmıha ger!” diye bağrışıp durmadan önce onlar, seni her bir zerremle seviyordum. Nûh, “Kendilerine can yakıcı bir azap gelmeden önce halkını uyar.” denilerek kavmine gönderilmeden önce, çok önce seviyordum. Senin ruhun benimkine üflenmeden, vücudum yaratılıp aşk içinde yanmadan önce -kuru topraktan tomurcuklar açtıracak kadar çok- seviyordum seni. Persephone gibi, seçtiğin çiçeğin çürümeye mahkum olduğunu bilmeden -sen bir çiçeğin kokusunda sarhoş olasın diye- kışlarını bahara döndürmeden çok önce. Ve Ophelia gibi, güzel bedenin nehrimin ters akıntılarına açılan bir sal misali son nefesini vermeden önce. En güzel ezgiler söylenmemişken, en güzel şiirler okunmamışken aşk adına. Sana olan aşkımı, yaşamış tüm aşıkların ruhuna dönüşüp haykırmadan çok önce. Çünkü ben ki; nerede aşkı anlatacak biri varsa, bedeni olmayan ruhum onunkine katılır. Yüzyıllardır yazılan şiirler senin için bu yüzden. Nerede aşktan bahsediliyorsa, mevzu bahis sensin bu yüzden. Bedenim yokken bile, ruhum o bedenleri ziyaret etti. Acıyla diz çöken bedenler bendim. O diz çökenlerin ağzı bendim. O aşk dizelerini dünyaya haykıran bendim. Esasında Coraline, seni birdenbire sevmedim ben.

Sonraysa. Birkaç dünya zamanı. Ruhumda bir şeyler öldü Coraline. İçimin kalanını çürümeye bıraktım. Bakışlarımın neden böyle olduğunu soruyorsun. Neden her yerden kaçtığımı soruyorsun. Bunca acıya rağmen nasıl yaşadığımı soruyorsun. Dokunduğun sıcak bedenin durmadan yanan bir ölüye ait olduğunu bilmek seni durdurur muydu, merak ediyorsun. Çünkü ben doğduğum günden beri yanıyorum. Sen ise var olmadan bile güzelsin. Karanlıktayım, benimle kal. Işığınla mabedimi aydınlat. Dünyanın tüm ağızlarıyla öp beni. Dünyanın tüm savaşlarıyla bozguna uğrat. Acı çeken yerlerime çocukların çığlıklarını sür. Bunca yanmam boşa gitmesin Coraline. Öyle bir yanayım ki, bir daha yanmasın kimseler. Öyle bir dokun ki bana, kadim medeniyetlerce dünyayı aydınlatsın aşkımız. Bir daha kimsenin yakmasına izin verme. Batı'nın, Doğu'nun melodileri barışınca, ve. Mezopotamya çiçekler açınca. O çiçek bahçelerinde. Durmayan bir dansa kaldır beni. Gitmeme izin ver, hep sana dönmeme izin verdiğin gibi. Çünkü bilirsin, ben sırlarımı Ay’a fısıldarım. İzin ver, sana fısıldayayım. İzin ver, son kez kaçayım. Topraktan güzel çiçekler açınca, o çiçeklere iyi bakacağına söz ver bana. Sonraysa. Yaşanmış en büyük aşklarla sev beni. Kim olduğumu bilmedikleri yerlere götür. Çok sevmenin acıtmadığı yerlere. Buralarda, sevmek zordu Coraline. Sevginin ise, zor olmadığına ikna et beni. Bu bağ ile kutsanmama izin ver. Bütün kirpiklerini sevmeme izin ver. Dünyadaki cennetimin senin yanın olmasına izin ver. Aynada gördüğüm yüzünle barışmama izin ver. Sana dönüşmeme izin ver. Duvarlarımı sev. Duvarlarımı yık. Duvarlarımı okşa. Güneşin doğacağını söyle bana. Henüz doğmasa bile. Ay ışığında bile güzel göründüğümü. Bir deniz kenarında, yakamozu izlerken. Aşkının, hüznümün omuzlarından süzüleceğini fısılda. Ve tertemiz olacağını dünyanın. Savaş meydanında, yaralı yatanın ben olmadığımı söyle. Ve karşıda kimse olmadığını. Bir savaş meydanı olmadığını. Kalbimi bulacağımı söyle. Bir gün evimi bulacağımı. Bir gün evimin sen olacağını. Benim savaşım kendimle, bunu anladım.


‘’Coraline denizi ister

Ama sudan korkar

Belki de deniz onun içindedir’’