çağrısına dikkat et kayalıkların


sebebini arayan kedersen

kader bulur seni


en güzel türkünü söyleyecekken

kısar tam da sesini


yıkık, bedbaht, mazlum

ve tatmin olursun


tüm yaratıcı gücün

içten içe korkutan,

kendi çelmesiyle yere kapaklanan gururunun,

bitmek bilmez söylencelerine

kurban olur böylece


ve geçer zaman

anlatacak hüzünlü bir hikaye bırakarak


vicdanına söz geçiremediğin

gecenin kör vakitlerinde

gerçeklenememiş nice güzel

özlem ve tasarının yitiminin

müsebbibi olarak teselli vermek


veya başka insanların eşliğinde

kendi kendine tekrar etmek üzere

o bizzat yüreğini ikna etmeye

söylenegelen


bir başka uykuya dalmadan hemen önce

ağlamaklı biraz,

biraz çocuk


çağrısına dikkat et kayalıkların


umudun güneşi küsmüş,

yaklaşan fırtınanın bulutları

boğmuşsa yönünü bulacağın yıldızları


gelecek güzel günleri müjdeleyen


huzurun limanını,

hemen şu dalganın ufukla birleştiği yerde

muştulayan


bir gizli neşe olmalı içinde

yaşamın dalgalarını ehlileştirmek becerinle

sımsıkı kendini bağladığın,

bir orta direği


belki çok dövdü seni dalgalar, biliyorum

ağlıyorsun usul


belki korkunç bir susuzluğun pençesindesin

dudaklarına konanın tuzunu

denizdendir biliyorsun


hal böyleyken dahi


kulaklarına sardığın paçavraları aşan

çatal dil söylevine, kindarın,

o kendini ait hissettiğin her ne varsa

pazarlayan erkeğin kahpesinin


ve kendisinin olmayan cümle eşyaya

tekinsiz, kötücül

yok etmek arzusuyla dolu

bakışına piramit baykuşunun


ve umursamazlığına

kim bilir daha hangi

arsızının, yancısının, devir puştunun


inat,


o hani diyor ya

ekmeği, küreklerin sapını, dümenin yekesini

tutan merhametli ellerin dirayetini


ve ürpertisi bastıkça atıldığın kuyunun,

yankıları dindiren

temiz ağzınla yaktığın memleket türküsünün

sıcaklığını, emniyetini


yoldaş kılıp,


güvenerek işte o gizli neşeye

bulmalısın güvenli yolu


kayalıklar arasından


güneş ülkesine