Gri gök ve mavi okyanus arasında sıkışmış özgür bir ruhum ben. Koca bir gezegenin en ücra yerinde hayatta kalmaya çalışan bir avcıyım. Koca gemiler üzerinde dans eden iffetsiz bir kadınım. Dev dalgaları paramparça ederken adeta bir ilaha binermiş gibiyim. Derin suların üzerinden akıp giderken tanrının sonsuz kudretini altımda dizginliyormuşum gibi. İlahımın üzerindeyken mavi dünyanın hâkimi benim. Altımdan akan hayatların ırzına geçiyorum. Beyaz bir kuğu gibi süzülen metalden yaratığımla adeta tek bir beden gibiyiz. Gaz pedalına yükleniyorum ve koca olgun fahişemi inletiyorum. Ah, bu bana öyle bir zevk veriyor ki! Onun metal dişlileri arasında kalarak paramparça olup can vermek istiyorum. Gece odamda güvende uyuyorum çünkü biliyorum ki ilah olan karımın kollarında oluyorum. Her sabah onunla yeni bir manzaraya uyanıyorum. Kimi zaman Bermuda üçgeninin ortasında şeytana boyun eğdiriyoruz kimi zaman da kutuplarda soğuk bir kış sabahına uyanıyoruz. Geceleri fener ışıklarını izliyoruz birlikte. Bize yol gösteren aziz kulelere minnetimizi gösteriyoruz. Her gittiğimiz karadan bir parça toprak alıyoruz ve bir kavanozda saklıyoruz. Fırtınalar çıkıyor bazen. İşte o zaman Azrail ile kucaklaşıyoruz. Azgın dalgalarla boğuşuyoruz. Okyanus bizi boğmaya çalışıyor ama hayır! Ben ilahımın kollarındayken olmaz. Kendimi motor odasına kilitliyorum ve fırtına bitene kadar ilahımla sevişiyorum. Onun kollarında olmaktan gurur duyuyorum. Minik ve değersiz tenimin onun güçlü, çelik gövdesine değmesinden aşırı derecede haz duyuyorum.


Bazen arkadaşlarımızı kaybederiz bu yolda. Kimi bir fırtınada kaybolur kimi ise hava değişiminden mahvolur. Kimisi hastalık taşır kirli sakallarında. Ölümü yayar bedeninden dalga dalga. İşte o zaman canını biz alırız ve bedenini de cehennem ateşi ile yakarız. Çok özlüyorum bazen toprağa ayak basmayı. Bir meyve koparmak istiyorum dalından. Bir evim olsun istiyorum. Evet, ilahımın kollarında mutluyum ama bir gün emekli olursam ne yaparım bilmiyorum. Ağlıyorum ama kimsenin duymadığını biliyorum. Sadece metalden ilahım ve ben varız bu mavi kıta ortasında. Onunla sevişiyorum, onunla konuşuyorum ve sadece onunla ağlıyorum. Etrafımda mavi ve griden başka hiçbir renk göremiyorum. Dayanamıyorum. İlahıma son bir öpücük veriyorum. Onu öpüyorum ki içimdeki ben susabilsin. Onu öpüyorum ki sonraki gelen onun bakire olmadığını bilsin. Onu öpüyorum ki çünkü onun bana ait olduğunu herkes bilsin. Onu öpüyorum çünkü ilk defa birini özleyeceğimi hissediyorum. Ardından ayağıma iri bir taş bağlıyorum ve kendimi soğuk suların içine bırakıyorum. Derine battıkça ilahımın kudreti karşısında tutulup kalıyorum. Gittikçe su daha da soğuklaşıyor ve acı eşiğini aşıyorum. Ciğerlerimdeki hava boşalıyor ve ilahıma doğru yükseliyor. Onun pervaneleri arasında can vermeyi diliyorum.