Bedri Rahmi'nin Çakıl'ına


düşünmek, evvelce ince nağmeler değdirir gönle. bu kızıl silüetin nereden geldiğini bilmeye bin şahit ister. dokundukça ürpertir körpe umutları. bir alem içinde aleme davet eder insanı.


bir çakıl taşı ısınır. sahilde güneşi tepesinden yemiş bir çakıl taşı, rehavetlerin en tatlı uykusuna kapılır.


sonra deliler gibi dönmeye başlar bir erik ağacı. kim bilir hangi meyden sarhoştur başı. düşünür erik ağacı, düşünür, düşünür...


sonra dudakları yanar şairin. baharı yanar, her sebepsiz gülüşünde hevesleri yanar, acıları yanar, külleri dökülür başından aşağı. nihayet şair de kül olur.


tükenmiş bir mum gibidir artık, ne yanar ne de söner. mazi sislidir, acılar köhne. ne düşünmek çaredir ne düşünmemek mümkün. iki cihandan çekilir ipler, biri ölümlük biri dirimlik. tutar iki ucundan şair, düşünür, düşünür, denizden habersiz bir çakıl taşı gibi.


https://music.youtube.com/watch?v=T9KLAAezn8U&si=eVHR82PGgDM-Ml8J