kendimi bildim bileli ararım
tuz kokusunu, dalga seslerini
belki çok sevdiğim için benden uzaktalar,
sevdiğim diğer her şey gibi
hep maviyi yoklarlar,
-belki o yüzden böyle kopkoyular-
benim tanecikli
kestane rengi gözlerim
küçük şişelerin içinde
kum taneleri biriktirdim,
baktığım tüm denizlerin kokusunu taşıyan
ölü deniz yıldızlarını misafir ettim.
küçücük bir deniz atı buldum
safranbolu'daki balıkçıdan
deniz atını kuruttum
o kururken gözyaşlarımı da unuttum
küçükken hep derdim ki
içimdeki deniz bu gözlerimden taşan
ama akdeniz gibi değil karadeniz gibi
az tuzlu benim denizim, bol sulu
gözyaşlarımı yedim.
denizi hep severken
onu hep yitirdim,
kendimi denizden uzak bir kentte
içimdekilerle avunurken kaybettim.
*Başlık Yukio Mişima'nın kitabına bir göndermedir.