denizin uçsuz bucaksız göründüğü evimizin pencere kenarında,
durmakta olan perde tatlı tatlı havalansa.
ben başında piyanomuzun
bu eseri çalmaya uğraşsam.
hepte aynı notayı basmayı unutuyorum, biliyorsun;
takıldım mı takılırım.
sonra sen çıkıp geliyorsun odadan,
mevsim birden yaz oluveriyor
tüm tomurcukların çiçeklendiğine şahit oluyoruz
ellerimi tutuyorsun,
haydi tekrar dene diyorsun,
ben sana yeniden aşık oluyorum
sen bana zaten çok aşıksın
ellerimi tuşlara götürüyorsun
gözlerin gözlerimde
istemsizce dökülüyor notalar,
aşkımızın nezaretinde.
sonra biz oluyoruz,
denizin uçsuz bucaksız göründüğü evimizin, pencere kenarında
yeniden doğuyoruz ama bu kez birlikte
batmakta olan güneşi uğurluyoruz el ele
biliyorsun, vedalardan hiç hoşlanmam. bu yüzden içim daralır akşamüstleri.
elimi tutuyorsun sımsıkı, güneş batmaktan vazgeçiyor.
olur mu hiç öyle şey diyorlar
aşıksanız her şey mümkün diyorum
bakıyorlar öyle.
ben sana bakıyorum, doyamıyorum.
denizin uçsuz bucaksız göründüğü evimizin, pencere kenarında
esen rüzgar fesleğenlerin kokusunu getiriyor burnumuza
terastaki domatesler olmaya başlamış diyorsun meraklandırıyorsun beni.
biliyorsun; güneş bu kadar tepedeyken dışarıda bulunmaktan hoşlanmam.
terasta buluyorum kendimi, sen oradasın ya, önemi kalmıyor başka hiçbir şeyin.
güneş tepemizde bize nezaret ediyor, biz öpüşüyoruz.
elimi tutuyorsun sımsıkı, güneşin önüne bulutlar geçiyor.
o an anlıyorum, anlaması zor olanı.
gözlerine bakıyorum, kendimi buluyorum.
denizin uçsuz bucaksız göründüğü evimizin, pencere kenarında
(Yukarıdaki eser dinlenerek yazıldığından o şekilde okunması rica olunur.)