Gözümde büyütüp yücelttiğim kişilerin düşüşlerini sabırla ve itikatla takip ediyorum. İtiraf etmeliyim ki hiç keyifli değil. 

Kişilerin kendilerini anlatırken çizdikleri profil, aslında olmak istedikleri kişiymiş.

Yani “Ben şöyleyimdir, ben böyleyimdi"ciler var ya! Onlar aslında olmayı hedefledikleri kişiyi anlatırlarmış.

Bir noktada anlam verebiliyorum aslında. Şöyle, bunun bir olumlama olarak söylendiğini düşünürsek ne kadar çok telaffuz ederse ona bürünmek kolay olur gibi ya da kendimi böyle anlattım, yalan söylemiş olmayayım gibi. 

Olayın vehameti burada ortaya çıkıyor!

Onlar kendilerinden böyle bahsederken inananlar var. Kıymet verenler var. 

Ne zaman üzülsem, kırılsam ve üzerine düşünmeye başlasam verdiğim değerin orantısızlığıyla baş başa kalıyorum. 

İnsanlar önce değer yargılarıyla adeta beni benden alıyor, sonra içimi boşaltıp kendi olumlamalarıyla doldurup geri veriyor. O sıfır değişimle hayatına devam ederken ben başka düşünceleri yaşam biçimim haline getirmeye çalışıyorum. Doğru olanın bu olduğuna kanaat getiriyorum! Değişim zordur ve çok zorlanıyorum. Bazen başarıyorum. İşe yarıyor belki bir yerde. 

Ama ilk hayal kırıklığımda ilk uyanışımda diyorum ki:

Depozitolu şişe miyim lan ben!