Dostum, sevgili dostum, bu nasıl bir veda? Bu ne ani bir veda? Seni hiçbir zaman gerçekten tanıyamadığım, tanıyacak kadar süreye sahip olamadığım için çok üzülüyorum. Öylece gidecek olman ve elimden hiçbir şey gelmemesi mahvediyor beni. Bir insanla hiç bu kadar gurur duyduğumu hatırlamıyorum. İçimize karışmak konusunda her türlü çaban bir anne gibi hissettirdi bana. Sen bakmazken seni gözetmeye çalıştım. Yalnız kalmaman için uğraştım. Şu hayatta çok şey için ağladım ama beni duyduğum gururdan ağlatan bir sensin. Yalnız iki ay. Şu kısacık sürede o kadar alıştım ki varlığına, senden çok önce var olmuş burası anlamsız gelecek yokluğunda. Hayat bu, zamanın geçmesini deli gibi istemek için öylesine güzel bir sebebim var, öylesine dizginlenemez bir tutkuma kavuşacağım ki sabırsızlıktan çatlıyordum her saniye. Ancak şimdi, hayat önüme zamanın yavaşlaması için yalvaracağım korkunç sebepler çıkarıyor. Biri de sensin bunların. Yarın gün bitmesin isteyeceğim. Geçen her saniye beni ona yaklaştırırken senden uzaklaştırdığı için lanet edeceğim. Sana dair çok az şey biliyorum, çok yüzeysel. Yine de seni çok seviyorum. Seni yalnız şu kısacık sürede izleyebildiğim davranışlarınla seviyorum. Seni sana duyduğum gururla seviyorum. Seni ne kadar iyi bir insan oluşuna dair beni şaşırttığın her an için seviyorum. Seni tanımıyorum, beni tanımıyorsun. Seni sen olduğun için seviyorum. Seni gelecekte olacakların için seviyorum. Seni geçmişte olduğun her şey için, buraya kaçıp gelmene sebep olan her şeyin için, tüm gözyaşların, tüm uykusuzlukların, tüm yorgunluğun, tüm kayıpların ve tüm üzüntülerin için seviyorum. Seni olacağını varsaydıklarım ancak yitip gidenler için seviyorum. Seni yalnız sen olduğun için çok seviyorum.