karanlığa karşı yürü
çünkü sırf içinde sen varsın diye
odan aydınlanmayacak.
yatağının altından,
hani bir zaman canavarlar saklanırdı da
şimdi kendini attığın çöpler var,
temizle oraları.
geçmeyen bir ağrı var kafanın içinde
bi' de vücudunun her yerine sertçene vurdu diye
kirden pastan arınmayacak.
sabah güneşe koş, ama dışarıda tüm zombiler
yorucu ve yıpratıcılar,
hem galiba sürüyle geldiler.
e akşam da soğuk içinde,
ama yürünür loş ışıklı bir sokakta
eline karton kahve, hep şart değil sigara
zira
kafana kadar çektiğin yorganın,
içi sıcak ve yumuşacık diye
saklandığın delik hiçbir zaman,
düzgün ısınmayacak.
depresso e impotente.
depresif ve çaresiz.
bu kısma kadar geldiysen öfkelisin, sinirlisin
derdini unuttursun diye okuduğun şiirlerin birinde
"ne yaşadığını bile bilmeyen!" birinin,
yazdığı satırlarca tavsiyesi
üstüne pişkin pişkin bi' de akıl vermesi.
hiçbiri yoksa bile,
en azından bir soru var.
"sence kolay mı olacak?"
aynı ilacın dibini gördüğün birinden
seni daha iyi kim anlayacak?
gülümse.
:)