İşte onu görüyorum aniden bir dost meclisinde
Kahretsin! Lanet olsun davet edene de!
Ya da gidip arkadaşıma sarılıp teşekkürler mi etmeliyim?
İçim kendisini en çok yakanı en çok özlemişti de.
Yaklaşıyorum.
İşte buradasın galaksi gözlerinle, merhaba galaksi kadın!
Gülümsüyorsun, unutmuşsun belli ki her şeyi, geçmiş etkisi
Haklısın tabii, onca yıl geçti üzerinden. Unutamıyorsam aptallık bende.
Nasılsın görüşmeyeli? Nasıl oldun gülüşmeyeli, sevişmeyeli?
İyi, iyi çok sevindim. Umarım ki her gece yatağını hak ettiğin mutlulukla paylaş.
Bakıyorum, canından bir can var etmeye de başlamışsın.
Çok sevindim. Allah analı babalı, en çok da senli büyütsün.
Yalnız başka şeyler soracağım ben sana
Yediğin cennet meyveleri değdi mi beni bunca yakmana?
Zerrece ağır gelmedi mi vicdanına?
''Öldürmeyen güçlendirir,'' mi demişti yoksa annen beş yaşında sana?
Karnında bir cennet var biliyorum. Ama değdi mi bana ölmeden cehennemi yaşatmana?
Ama bir dakika. Tekrar düşününce...
Bir bebeğe, bir çocuğa neler değmez, neler feda edilmez ki değil mi?
Kızamıyorum sana. Nefret edemiyorum. Hiç yapamadım.
Ama anlayamıyorum da seni.
Bir yatağın sıcaklığını bir devrimin ateşine tercih etmeni anlayamıyorum.
Hani hep derdik ''Devrim ateşini yakabilmek için önce devrim ateşiyle yanmamız gerekiyor,'' diye
Devrimle yatar, devrimle kalkar, devrimle sevişir ve devrime boşalırdık.
Bir diktatörü alaşağı etmeden ölmeyecektik hani.
Anlayamıyorum işte.
Neyse. Anlayamadığım o kadar çok şey var ki şu garip dünyada.
''Hepsinin acısını da benden çıkarma ya hu,'' da demiyorsun hiç
Susup dinliyorsun.
Belki de gözlerin ayak parmaklarının tam olduğundan emin olmaya çalışıyordur.
Tutmayayım daha fazla. Devrim başka sonbahara kalsın.
Hoşça yaşa, Galaksi Kadın. Kendine bir hayat seçtin. Her dakikasının zevkine doyarak yaşa onu.
Hoşça yaşa, güzelliğin tarifi kadın.
Yolunu milyarlarca yıldız aydınlatsın.
Not: Resim Google görsellerden alıntıdır.