Ferdaniyetim bir seçim değil. Bu determinist bir yaklaşım olabilir. Zorlanıyorum insanlar iletişim kurmakta. (Hem de diplomalı bir iletişimci olduğum halde.) Belki de bu sebeple, gözlerime çuvaldız gibi saplanan hataların kaşıntısından odaklanamıyorum, beyninin wernicke alanı dijital restorasyon sırasında doğallığını yitirmiş insanlara! Benim Oğuz Atay gibi anlaşılmamaktan şikayet etmeye hakkım yok! Çünkü kimseyi anlamaya çalışmadım. Bağlayıcı olarak nitelendirilen her şeyi tattım, hiçbirine alışmadım. Bir gün aynadaki yansımam bana küstü ve bedenime uyguladığım radikal tahavvüllerime rağmen barışmadı. Ona her baktığımda, minik parmakları ile yüzündeki morlukları kapattı. Bir gün dayanamadım, porselen bir kül tablası ile yüzümü kırdım. Parçalanmış suratım haykırdı, "Artık babandan bir farkın kalmadı!"