çok fazla rüya görüyorum
kötü rüyalar, kan kokan, mide bulandıran
ölü bebekler, ölüsü bile annesine bırakılmayan bebekler
her şeyden bihaber anneler
kapkaranlık her
tıpkı ayaz insan donduran şubat sabahları gibi
belki de bir yitiğin satırları bunlar
bir kuşun sırtında göklere yükselmiş
bir vapurdan denizin diplerine mahkum edilmiş
ve mahkum ömür boyu
kendi düşüncelerine
'dikenleri kendine batan bir gül
olsa olsa ben olurum' diye düşünüyor
sonra 'ben gül olabilir miyim,
olsam dikeni kendime batırabilir miyim
batsa kan fışkırır mı gövdemden
ya da oluk oluk gözyaşı yağar belki yaralarımdan
kim demiş ki çiçek gövdeleri de susamaz'
düşünüyor,
haber yok, hiçbir yere gitmedi, sadece bekliyor
haberin gelmesini mi, yoksa sadece beklemeyi mi seviyor
o da bilmiyor henüz bu sorunun cevabını
ve jeton düştü, bir cevapsız soru daha...
vadesi dolan sorular var, gitgide ağırlaşıyor
gözünüz aydın
eridi içim dışım
kalmadı çocukluğumdan bir parça
sert rüzgarlar vardı soluk aldırmayan
şimdi sadece gözlerimi yaşartıyorlar
gözünüz aydın
dikenlerim kendime batıyor artık
üstelik bir gül bile değilim
ne olduğumu da bilmiyorum
gözünüz aydın, çok fazla rüya görüyorum
kötü rüyalar, kan kokan, mide bulandıran...