Men bir ödken özüm sakındım. Yangı bir yazgı ayta üçün. Tün udımadım, küntüz olurmadım. Bu konıg üzre turdum. Sabımı tüketi edgüti eşitgil!


Zât-ı âlileriniz buyururlar ki lîsân mevzusu elzem ve bir o kadar da hassasdır. Bu mefhûm üzerine asırlardan beri fenciler tefekkür ettikleri sâded-i izâh üçün taharri etmişler, mâhsılat-ı fikriyelerini ehl-i ispatı iştigal buyurmuşlardır.


Bu mövzu bəlkə də ən çox yazılan mövzu olsa da, hələ də bitməməsinin səbəbi nədir? Bu yazını bura qədər oxumusunuzsa, yəqin ki, cavabı təxmin edirsiniz.


Dil yaşayan bir canlı mıdır? Bu sorunun cevabı kesinlikle evet! Dil kesinlikle yaşayan ancak bilinçsiz bir canlıdır. Yöreden yöreye gezecek kadar hafif, bir başlık altında parçalara bölünebilecek kadar da omurgasızdır.

Dil, insanların kullandığı kadardır. İnsansa dilini kullanabildiği kadar… Hiçbir dil diğer dillerden alıntıladıklarıyla veya onlara göre zayıflıkları ile mukayese edilemez. Dili sanki seçiciymiş gibi gösteren kimi eleştirilerin hederi dil değil, insan olmalıdır. Dil ancak üzerine durulduğu müddetçe gelişir, kol salar.

Yıllarca asılı olduğu duvarda toz tutan bir gitara beste yapmadığı için kızmak ne kadar akıl dışıysa bir dili yargılamak da öyledir.

Misalen Kur’an-ı Kerim, kitap haline getirilen ilk Arapça metin olarak bilinir. Bu eser Kur’an değil de sıradan bir metin olsaydı Arapça günümüzdeki zenginliğine ulaşabilir miydi? Üstelik Kur’an gibi bir kaynak bile günlük konuşma dilinin farklılaşmasını önleyememiştir.


Türkçe çok uzun zaman maruz kaldığı ilgisizliğe ve öksüzlüğüne rağmen kendini çok iyi korumuş, haznesine kattığı kelimeleri güçlü özellikleriyle potasında ustalıkla eritmiştir. Bunu temelinin binlerce yıllık köklere bağlı olmasına ve ana tabakadan halkın ona sarılmasına borçludur. Birbirinden kopuk coğrafyalarda, birbirlerinden farklı alfabelerle Rusya’daki Kumuk Türklerinin, Çağatay Türklerinin, İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin, Doğu Avrupa’daki Gagavuz Türklerinin, Irak’taki Türkmenlerin kimi az kimi çok farklılıklarla aynı dili konuşması mesnetsiz değildir.


Azu bu sabımda igid (yalan) bar gu?


(Not: Eski dilde yazılan metinlerdeki kelimelerin bir kısmı bilgiye, bir kısmı da bilgiden doğru tahmine dayalıdır. Bilimsel değildir.)