"Ey yezit, biz bilmeyiz kıl ü kal

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz." (Pir Sultan Abdal)


Dine dair öğrendiğim ilk sözcüklerden biridir 'yezit'. Yalancı, dedikoducu, fesat, haset, pinti bütün olumsuzlukları içeren bir sözcüktü.


Nur içinde yatsın, babannem 3 çeşit insan olduğuna inanırdı: Gavurlar, yezitler ve bektaşiler. Gavurlar öldürürdü. Çocukluğu balkan savaşı yılları, köylerini bir bulgar çeteler, bir yunan çeteler basıyormuş. Erkekler silahlanmış, çocukları dağlarda saklamışlar o yüzden gavur öldürür derdi ama yezit süründürürdü. Eline, diline düşmemek lazımdı. Babannem sünni demeyi bilmezdi.( O zamanlar alevi sözcüğü de yaygın değil) varsa yoksa bektaşiler, yüzümüzü ancak onlar güldürebilirdi. İnancina çok bağlıydı. Yalovadan bir bektaşi köyüne 7-8 km yürüyerek Cem'e katılır, gece de aynı yolu dönerlermiş. Muharremde orucunu tutardı, Ramazan da ise bir yudum su ile orucunu bozar, ardından " bizi yezitlerden eyleme Allah'ım" diye dua ederdi. Aç kalırım ama Ramazan tutmam derdi. Allah Rahmet eylesin, bu dünyadan geldi geçti, çok çekti ama inancından dönmedi.


Annemin babası, bir köy bektaşi dedebaba'sıydı. Bektaşi yol eğitimi almış, Kuranı okuyup anlayacak arapçası olan ama Türkçe tercih eden dedem, Hacı Bektaş Veli makalat'ına uygun olarak insanlar 4 bölüktür derdi. Biz tarikat ehli bölüktendik. İlk bölük şeriat ehli, ancak yasalarla dizginlenebilen insanlardı. (pes kibir ve haset ve buğz ve buhl ve adavet bunlarda hemandır./makalat'tan) Bir de maarifet ehli ve hakikat ehli vardı. Yezit bunlardan, 4 kapı 40 makamdan bilgisiz olanlardı.


Yezit'i öğrendikten sonra dedeme sordum: Allah nasıl ola ki.?

"Allah sensin, çünkü içinde ondan bir parça var. Buna enelhak denir. Her yaptığınyi ve doğruda sevinirsin, Allah da sevinir, her yanlışta üzülürsün Allah da üzülür. Her zaman Allah'ı ve senden beklediği iyi, güzel şeyleri düşünmelisin, yapmalısın" dedi. 9 yaşındaki küçücük omuzlara ağır sorumluluk. O günden bu yana taşıyabiliyorumdur umarım.


Bugünün çok kültürlü ortamında değişik inanç alanlarında gezinsem

de hep yoluma dönerim. Çiçeklerde gezinip kovanına dönen arı gibi. Tanrıya şükür bir kovanım var.

"ballar balını buldum/kovanım yağma olsun" diyen de var,


Ben oralara gelmedim. Kendi halimce yaşıyorum. Şu şiir aklıma geldi :eşrefoğlu al haberi /arı biziz bal bizdedir /72 dil bizdedir. Duam şöyle : acep Ali'm bize yol verir mola /erenler de bize gül verir mola. Bilgiyle ve sevgiyle aydınlanavağımız günler diliyorum hepimize. "yürü can gözünü aç" diyor Mevlana. Can gözümüzü açalım, yezitlerden olmayalım. Kardeşlik olsun ülkemizde. Tanrı, devletimizi, milletimizi korusun.