Kızılderililerin din anlayışından söz eden bir kitapta rastlamıştım San Fransisko'ya. Evrene ve yaşama bakışıyla kızılderililere en yakın hristiyan azizi olarak anlatılıyordu. Bütün hristiyanların bildiği "güneş ilahisi" ni vermişler:


Şükürler olsun sana Tanrım

Yarattığın tüm varlıklarla

Özellikle de soylu efendimiz

Güneş abla ile

Bize günü getiren ve ışığı

O güzel bağışlayan ışınlarıyla

Muhteşem gücü ve parlaklığı ile

Senin elçin, suretin o yüce Tanrım

Şükürler olsun sana Tanrım

Ay kardeş ve yıldızlar için

Sayende donanmış gökyüzü

Ve harika ışıyorlar

Şükürler olsun sana Tanrım

Rüzgar kardeşle

.......


Şiir bu şekilde kızkardeş su kaynağı, kardeş ateş, ablamız ve annemiz dünya için şükürler sunarak ilerliyor. Edebi niteliği çeviri ile kaybolmuş ama çok içten bir sevgi ve şükür ifadesi.


San Fransisko'nun çocuk saflığı ve masumiyeti ile çok benzer nitelikler taşıyan bu ilahisi, kuşlara verdiği vaaz ve hayvanların dilinden anlayan olarak anılması, insan-doğa ilişkisine bakışını içeren yaklaşımları, doğanın her an Tanrı 'yı andığını söylemesi Batı' da bugün de çok önemli olduğunu gösteriyor. Bugün çevreciler için bir dayanak olarak önemini sürdürüyor ve halkın içinde ilahileriyle anılıyor.


Önemli mi? Elbette. Çünkü insan-doğa-evren ilişkisi dinler tarihi boyunca önem taşımış, Bruno' dan spinoza'ya, goethe'ye kadar Batının düşünsel gelişiminde temel olmuş. Bilimsel gelişmeler ve bilimsel düşüncedeki gelişmelere paralel olarak dinsel duygu, kavrayış ve düşünceler de gelişir, kemale erer. "Allahın yoluna hikmetle... Davet et" ayetiyle kasdedilen budur.


Bilimdeki hızlı ilerlemeye paralel bir dinsel, düşünsel, danatsal gelişim gösterip gösteremeyeceğimizdir önemli olan. Yoksa gene Batıyı taklit mi!?


Hikmet eşyayı hakikatleriyle bilmek ve onları yerlerine koymakmış. Müminin kaybolmuş malıdır. Quantum fiziği ve kimyası "yaratıcının her an bir şe'nde" olduğunu gösteriyor. Bütünsel evren yaklaşımının bizdeki en bilinen temsilcisi Yunus Emre dir. Nasıl ki her hristiyan san fransiskoyu ve ilahilerini bilirse, bizde de Yunustan bir dörtlük duymayan yoktur herhalde. Şükür ki yoktur.


İnsan-doğa-evren için Yunus:

"Sor turduğum yeri bana gelirsen gösterem sana" diyor.