Anlatmayacağım. Evet, daha fazla anlatmayacağım. Söyleyecek sözüm kalmamış gibi düşünecek, konuşulması gereken sorunlar hiç olmamış gibi görmezden geleceğim. Kelimelerimin geçmediği kulaklara daha fazla cümle kurmayacağım. Direneceğim susmakta. Dinlemek istemeyen herkesin bir bildiği varmış gibi yapacağım. Hatasını da sorununu da kendimde arayacağım ama daha fazla anlatmayacağım. Arkasını dönüp gidenin bir bildiği var. Bir nedeni olmalı kapanan kulakların. Cümlelerin sihrini kaybetmesinin bir sebebi olmalı. Görmezden gelenin kalbinde yeşeren bir kuraklık var. Artık midesinde hiçbir canlının yaşamadığı bir beden var. Bedenlerde yaşamayan canlıların bedenlerinde yaşamama arzusuna bir neden var. Umutlarımın umutsuzluk tuğlalarının altında ezilmesinden, sevgimin sevgisizlikle kirletilmesinden, öfkemin bundan beslenmesinden ve varlığımın görmezden gelinmesinden söz ediyorum. Bana ne söyleseler yeridir ama benim yerim o bedende değil. Bakma sözlerime ama benim. Mağlup savaşımı seninle verdiğim için öfkeliyim ve öfkeden eser bedenim. Ama anlatmayacağım bunu da. Hiçbir şeyden haberi olmadan, derine inmeden yüzeysel  düşünmenin mutluluğuyla uyuyacak, kendi haklı sebeplerini bile sunmayacaksın. Bedenim öfkenin acısıyla tanışacak haksız savaşında. Yazdığım her satırı okuyacak yine de haklılığını sunmayacaksın bana. Sana saracak ama sayıklamayacak kötü kelimelerim. O yüzden ne söylesen yeridir bana ama sen neredesin ben neredeyim? Benden esirgediğin hangi cümlendeyim? Ağzından çıkmayan tek kelimenin bile bir nedeni var. Anlatmayacağım onu da. Sen de sormayacaksın bana. Hayatın akışına ayak uyduracak, dudaklarımı kesen sözlerime kulak asmayacak, çırpınışlarımı duyacak, içimi kavuracak ama sanki bunlardan mesul olan sen değilmişsin gibi uyanacaksın ertesi sabaha. Artık anlatmaya çalışmaktan vazgeçişimden bahsediyorum.


Ve tek bir kelime daha etmeyeceğim sana, bir şarkı sözünde daha aramayacağım. Bir resim daha çizmeyeceğim. Haklılığından söz etmeyeceğim. Vurup dövdüğüm dizlerime acıyacağım ama sana bir cümle daha dizmeyeceğim. Çünkü ben kelimelerin anlamını yitirdiği bir yerdeyim ve sen sessizliğin günah sayılmadığı o bedendesin.