uyandı. ortalığı her zamankinden fazla dağıttı, akvaryumu öptü. camı açtı-öksürdü. her zamankinden az dağıldı, rüzgâr yalazlayarak küfretti yüzüne-


 * * * * * * * * * *


kaybımın ertesi günü,

orta çağ yangınını körükleyen bir rüzgâra uyandım,

sesimi duydun,

ritmi buldun,

inime eriştin,

etime yerleştin,

itirazım yok hiç ihtilaline

bir âsâm da yok benim

asırlar önce musa'ya bıraktım

bu yüzdendir ki yakılışıma ödün verdi kavmin

oysa yerindeydi gücüm, buna yeterdi kudretim

ihtimalle kalmaz

kara tılsım bozulmaz

bir laneti varmış

adımı anımsatan


ama toydum, yerim rahat uyurdum

serin göletler uzanırdı ayaklarıma

buyururdum ben de böylece uyruğuma; 

uzun uzadıya, bu bağ boyunca

tekrar doğacak olsam

rüzgarla yuvalanacak olsam

eşdeğer dağılganlığım-doğurganlığıma

çünkü; kanıma giren

yahut sinen,

adıherneyse ve ne varsa,

günahkeçisi ilan edilmiş

başına buyruk bir çocuk var ise

bu şecerenin içerisinde,

buna dahil ise yâni.

bilinsin;

onu da ben doğurdum


ve sen en baştan sayacaksın o kopan filmi,

tufanı kavrayacaksın,

gülümsemeni isteyeceğim seyrine

beni reddeten sulak vadimizin şerefine

avcundaki çizgiyi takip etmeni izleyeceğim

et-çünkü bana varmalısın

ağzım üç kere dizecek yenilgisini

üçünde de gideceğim sözümü bitirmenin ötesinde,

öcümü çürüteceğim,

ama öncesinde bilmeliyim

avuçların seni nereye götürecek-

yerimi ezberlemeliyim


ben tekrar suyun rahmine kavuştuğumda,

yarık yüzlü ihtiyar bir ulak gelmekte olacak sana

buruk bir testiyle

çoktan çatlamış olacak küllerim içerisinde

yel almış ondan kalbimi

ama sen de iyi bilirsin benim kıblemi

ben ki en ham elmayı buyuran kadın oldum sana

gözlerinin iliştiği yeri ben ezberledim


ama sen

öfkem seni bozguna uğrattığında-

liriğini unutmuştun orpheus

sakın ardına bakma

kurak topraklarımda hasat zamanıysa

bir lejyonerden farksız-olma


ikimiz de biliyoruz

yadsıyamadığım kalıpların kalkanından,

raylardan ve fay hatlarından

ritimlerini yitirmiş

hıncıma hınç bir semender kovalar-dı beni,

koynundan,

oysa ben sessiz dualar okurdum sana uykunda

 

işte o gün geldiğinde

yine bulacağım seni uykunda

sardalların arasında,

yüzünde toprağın bulaşı

ve hüznün yanıbaşında

o zamana dek unutma,

hatırla;

boynundan başıma uzanan koru

yazgımı sarsan bu korku

etine işlemiş olan koku

işte bu yüzden varisi olduğun bütün bu ordu

şerrim ve şefkatimle hep sana oyuk olacak

sana benden geriye hep unutulmamış bir kalbur zaman kalacak