Bölüm 1:


Sakin olun lütfen. Bu gece herkes yavaş yavaş yeniden ölecek. Önce öleceğiz sonra tekrar dirilip kahkahalarımıza boğacağız evreni. Artık savaşı bitiriyoruz. Ölenler ölüler diyarında kalacak ve yeryüzü yeniden aydınlanacak bir gece yarısı ay ışığının altında. Sessiz kalın tüm savaşınız boyunca. Sessiz kalın ki çığlıklarınızın bir anlamı olsun. Çok ağlayın. Hatta ağlamaktan göz pınarlarınız kurusun, yüzünüz acısın. Uykularınız küssün size. O kadar kötü olun ki bu dönemde, kalbiniz ışığın ve sevginin hasretinden kuş misali çırpınsın. Bu çırpınışların bir sonu var unutmayın. Korkun, o kadar korkun ki elleriniz ve ayaklarınız korkunun gölgesinde uyuşsun. Karanlık kuyularda saklayın kalbinizi. Dünyanız yeniden tanışsın kötülükle. Kötülük bir sıfat olmaktan çıkıp bütünleşsin kalbinizle. Son çağırışlar bunlar. Tren kalkıyor artık. Uzun yollar ve karanlık geçitlerle dolu bir yolculuk için hazırlayın çantalarınızı. Benliğimize gidiyoruz. Adım adım kaçtığınız, soluk soluğa kaldığınız ve anımsadıkça öldüğünüz geçmişte son kalan aydınlığı arıyoruz. Kim olarak geldik dünyaya, kim olmak istedik ve kim olduk? Cevapları bulmak için çekin kılıçlarınızı. Harbe hazırlanır gibi hazırlanın bu yolculuğa. Dünya tarihinin en büyük savaşı olacak bu. Ve eğer kazanırsak yeniden yeşerecek bahçemizdeki zakkum çiçeği. Kuyularda saklayıp acı çektirdiğiniz kalbinizi bulup temizleyeceğiz gün doğumunun kızıllığında. Mevsimlerden ilk bahar olacak. Kuş cıvıltılarını duyamayacağız belki ama korkmayın. Geri gelecekler. Gün doğumunun kızıllaştırdığı bulutlar yerini sabahın ilk ışıklarına bıraktığı şafak vaktinde, yeniden toplanacağız. Kaybettiğimiz tüm güzel yanlarımızı bulup son bir direniş gerçekleştireceğiz hayata karşı. Ve zaferimizi tütün sigara eşliğinde suretlerimizde yer alan hafif bir tebessümle kutlayacağız. Hiç kimse etkilenmeyecek bu savaştan. Kimsenin haberi olmayacak, duymayacaklar. Dünya tarihinin en büyük savaşı; arka sokakta bulunan, kimsenin uğramadığı bir evde köhne bir oda içerisindeki masada bir kalem ve bir kâğıt parçasıyla gerçekleşecek.


Silahlarınızı kuşanın. Arka fonda daha önce hiç duymadığınız bir şarkı çalsın. Hiç sevmediğiniz hatta nefret ettiğiniz kıyafetlerinizi giyinin. Ayağınızda topuklu ayakkabılarınız ve göz yaşlarının yanaklarınıza akıttığı koyu bir makyajınız ve kırmızı rujunuz olsun. Saçlarınız en dağınık halinde ve kirli olsun. Bu büyük bir savaş. Ve siz savaş masasına en iyi halinizle oturun. Unutmayın! En iyi haliniz en kötü halinizdir. Yazmaktan ucu körelmiş bir kalem alın elinize. Büzüşmüş, yırtık ve eski bir kâğıt parçası bulun kitaplığınızdan. Perdelerini çekin en karanlık en köhne halini oluşturun savaş meydanınızın. Bir gece yarısı başlayacak bu savaş ve sona erecek şafak vaktinde. Kimseyi öldürmeyeceğiz bu savaşta. Aksine bu bir diriltme savaşıdır. Tarihin en büyük ve ilk diriltme savaşı. Öldürülen yanlarımızı, görmezden gelinen duygularımızı, zincirlenmiş anılarımızı, hapsedilmiş tebessümlerimizi dirilteceğiz. Hadi hazırlanın dostlarım devrim yapacağız kendimize. Tek kişilik evrensel bir devrim.