Divan edebiyatı yazarının sevgiliye kavuşmama sebebi divan edebiyatının "idealizasyon" şiiri olmasıdır.


Anlattıkları ile her tip okura seslenip onları yetiştirmek isterler. Aşkı beşeri bir şekilde işleyebilirler veya bu aşk beşeri bir şekilde başlayıp ilahi aşka dönüşebilir. Anlattıkları tamamen ilahi aşk da olabilir. Şairi hünerli kılan, az kelime ile çok şey anlatabilme kabiliyetidir. Ne derse desin, aşkı nasıl anlatırsa anlatsın, hepsinin derdi ortaktır. Nefsi yok edip ölmeden önce ölmeyi başarmak, Allah'a kavuşmaktır. Aşk, sevgili uğruna ölmeyi göze almaktır. Çünkü sevgili buna değer, o özeldir. Üç temel unsuru vardır: Aşık, sevgili ve rakip. Aşık perişan olan, sevgili yüz vermeyen, rakip ise kötü ve acımasız olan herkestir. Asıl sevgili Allah'tır. Dünyanın sunduğu nimetler rakiptir ve aşık ise insandır. Aşık dünyayı yok sayarsa sevgiliye ulaşabilir. Tek gayesi de budur. Bu yüzden Mecnun çöllere düşer de "ah!" demez ama ahları vardır. (Bu ahlar, aşığın vücuduna açtığı yaralardır.) Aşık aşkından çöllere düşer, uyumaz gece karanlığından, kendine yaralar açar ve kendini dağlar. (Dağlamak, yaraya kızgın demirle yapılan bir tedavi yöntemidir.)


Aşık acı çekmeyi sever. Çünkü acısının sonunda sevgilisine kavuşma ümidi vardır. Acılar sevgili için değer.


Not:

Osmanlı Türkçesi Arap alfabesini kullanıldığı bir yazı dilidir. Sağdan sola doğru okunur.

I (elif) ve °(he) harfi yan yana gelince "ah" olarak okunur ve aşığın vücudundaki yaralar, onun "°l" ahları olur.