I.


Ayrılık vakti geldi

Saati sorduk bilen yok

Ortalık ilkokul bahçeleri

Bir teneffüs vakti

Hüznümüzü atacak olsak yer bulamaz

Tren düdükleri çalıyor uzaktan

Ve biz hiç olmadığımız kadar yakınız birbirimize

Tren sanki çocukluğumdan geliyor

Çocukken de merak ederdim trenleri

Trene binen insanları


II.


Trene binen herhangi biri oluyorum ayrılırken senden

Dört bilet üç kişiyiz odamız dört yataklı

Aslında uzak değiliz

Kars'tayız dağlar bilindik dağlar

Akarsulardan biraz hızlıyız

Ama akarsular da yavaş değil


III.


Kondüktör vagon vagon dolaşıyor şimdi

Dedim ya dört bilet üç kişiyiz odamız dört yataklı

Bu lüks demektir trende orta sınıf için

Yanımıza beyaz saçlı beyaz sakallı bir öğretmenin ataması yapılıyor

Beyaz ama aksakallı değil

Beyaz ama tombul değil

Yine de çirkin bir öğretmen

Hatta gördüğümüz en çirkin öğretmen

Bakarsan biz de güzel sayılmayız

Biz de çirkiniz

Hatta beyaz saçlı çirkin öğretmenin bile

Gördüğü en çirkin Karslılar biziz

Ama sohbetimiz güzel

Kabul onun da sohbeti güzel


IV.


Erzincan'dayız dağlar yine bilindik dağlar

Tren arıza yapmış biz de uymuşuz trene

Akarsular içindeyiz

Tam da istediğimiz gibi yani

Trenin bozulması

Erzincan'da bozulması trenin

Akarsuların yanında bozulması

"Daha kötü olabilirdi" dedi. Beyaz saçlı

Dövecek oldum zor tuttum kendimi

Dedim ya içimiz güzel


V.


Ta Avşar’dan anlaşılmış geciktiğimiz

Görsen akarsuları unutursun

Balıksız bir anlamı yokmuş suyun

Vardığımızda

Güneş batmak üzereydi

"Olsun" dedi. Beyaz sakallı

"Daha kötü olabilirdi" demeden.

Sus dedim kaşlarımla, sustu

Ama çirkindi

Hem güzel konuşuyordu hem de çirkindi

Dünyanın en güzel konuşan beyaz saçlı öğretmeni