Şimdi, çantaya bir fotoğraf makinası, bir şişe şarap, sevdiğin şarap mezeleri ve birkaç kitap koyup, doğu ekspresi'nin geçtiği en yakın istasyona giderek yataklı vagonuna atlamak vardı.


Minicik mandallarla cama çektiğimiz ipe resimlerimizi asıp, kar spreyi ile 2024 yazıp, sarı ledleri etrafında dolandırarak, kırmızı siyahlı masa örtümüzü serip, ortasına en sevdiğin mumlardan koymak vardı.


Avuçlarının içine aldığın fincanından kahveni yudumlarken izlediğin bembeyaz manzarayı,

karşımda duran manzaraya asla değişmem.

Şuan kendini benim gözümden keşke görebilsen.. Bere'nin kenarından çıkan saç tellerin, diz kapağına kadar çekmiş olduğun çorapların, üşümüş parmakların ve ağzından çıkan o kahve dumanı ile, değil doğu ekspresi manzarası, dünyanın en güzel manzarasısın...