Duvarları delik sokak aralarında

Geçecek çocukluğum

Elimdeki oyuncağım olacak

Boş kovanlar daha soğumamış

Vahşeti öğretecek oyunla karışık

Maviyi bilmeyecek gözlerimin karası

Yüzümde, yüreğimde çağın bin bir yarası


Doğurma beni anne, korkuyorum şimdiden

Barut kokan tenimi öpüp de ne yapacaksın?


Bembeyaz güvercinler uçmuyorlar ki semada

Demir kuşlar kuşatmış her yanı

Üstüme üstüme geliyorlar

Defne dalı da yok üstelik kanatlarında

Siren sesleriyle birlikte ıslık çalmayı

Gündüzleri bitirmeyi mi öğreneceğim

Elimdeki karartma gecelerinden


Doğurma beni anne, korkuyorum şimdiden

Barut kokan tenimi öpüp de ne yapacaksın?


Benim gibi gülmeden, kahkahalar atmadan

Parmağını emmeden, ilk dişleri çıkmadan

Yatıp yuvarlanmadan çayırda çimende

Gitmedi mi sonsuzluğa gitmedi mi

Büyük bir kara delikle bedeninde

Kefenini giymedi mi çıkmadan kundağından

Düşmedi mi kardeşlerim salıncağından


Doğurma beni anne, korkuyorum şimdiden

Barut kokan tenimi öpüp de ne yapacaksın?


Gelirse kıtalararası gelecek sütüm, ekmeğim

Oysa memelerinden almak isterim gıdamı

Buram buram, mis gibi sevgi koksun isterim

Ne kurumuş memelerin ne de çatlak ellerin

Yetmez beni büyütmeye

Yanaklarım süt kokmaz, dudağım öksüz kalır

Ölüm ya seni ya da beni vakitsiz alır


Doğurma beni anne, korkuyorum şimdiden

Barut kokan tenimi öpüp de ne yapacaksın?


Canı çekilmiş gözlerinle

Hayalinde doğur beni, sev, büyüt

Gönlünce giydir, masum beyazlara öyle boya beni

Kucağında salla, özgürce uyut

Dilinde barış türküleri, rüyamda sevda masalları

Orada hiçbir şey korkutup sindiremez

Kundağımda öldüremez


Doğurma beni anne, korkuyorum şimdiden

Barut kokan tenimi öpüp de ne yapacaksın?


Resim: https://mozartcultures.com/wp-content/uploads/2022/03/52d1b6a02547090acee09a3fe65f3ae3.jpg