Otuz yıllık bir yalnızlık benimkisi...
Otuz yıldır her gece doğururdum içimde güneşi.
Ben doğurmayı kolay sanırdım,
Bir evlat doğurmadan evvel.
Oysa biz ne kadınlarmışız, biz ne güzel varlıkmışız,
Gözlerinde ışığımı görünce anladım.
Ben evveldendir kendimi çulsuz çaputsuz sanmıştım,
Kıyıda köşede bir kaç şiir yazan,
İyi kötü üç beş güzel kelam eden biri gibiydim.
Meğer ben anaymışım.
Meğer ben ilmek ilmek işlemişim bir bedeni,
Bir zihni, bir insanı.
Meğer ben hiç yalnız olmamışım.
Ben zenginliğin kendisiymişim.
Ben kahkahalar biriktirmişim içimde hiç haberim olmadan.
Endişeler, korkular, umutlar biriktirmişim.
Hayallerim varmış benim bile bilmediğim.
Dualarım varmış ceplerimde,
Onlarca, yüzlerce, binlerce...
Ben hiç devlet olmamışım, kanunlarım yokmuş.
Tarlalar ekip biçmemişim, başaklar gibi sapsarı umutlarım yokmuş.
Hiç öğretmen olmamışım, yahut doktor, yahut umut tüccarı.
Benim hiç fabrikam yokmuş içinde milyonlarca oyunun olduğu.
Hiç sahnem yokmuş bin bir şarkıların çaldığı.
Ben daha evvel hiç doğurmamışım geceyi yahut güneşi.
Ben otuz yıldır yalnız değilmişim.
Meğer ben sadece seni beklemişim.
Sadece seni.