Bir hoş seda aradı üfleyerek evvelin tozlarını
Tütün sarısı dişlerini gösterdi eski, susak sancılar
Nağmeledikçe dili alacalı bulacalı yapbozlarını
Gözlerinden fışkırdı o şarabi acılar
Dokunsalar ağlayacaktı
Dokunmadılar
Sanki birer yabancıydılar
Bıraksalar
Altı üstü bir bardak şarapta boğulacaktı
Bırakmadılar
Akşamdan akşama
Sakındılardı gören gözle tutan eli, çokça alıcıydılar
Üstelik alttan alta alaycıydılar
Ne zıkkımlanıp zıkkımlığını vurabildi birer birer yüzüne
Ne de kimse ortak oldu içindeki hüzne
Bir vardı, bir yoktu
Vardı
Yokun en dibinde, acının ta karasında
Yoktu
Sevinin damlasında, kaşla göz arasında
Dokunsalar ağlayacak
Bıraksalar
Altı üstü bir bardak şarapta ve o şarabi acılarda
Boğulacaktı
Kimbilir
Boğuldukça yeni baştan doğacaktı