Beni arayan yok. O yüzden şüpheli, bulunabilirliği ruhumun.
Kaç lokma yedim saymadım. Doymadı ama ruhum.
Hangi arzulara ağladım bugün? Kaçını yürekten diledim? Ve kaçının olacağına iknayım?
Ben en son ne zaman olabilir bir şeyi istedim?
Şikayet etmekten usandım. Usandırdım da doğrusu. Buna biraz da gücendim. Bazı çiçekler de açmıyor bahar da olsa mevsimi. Bir çiçek kadar solmaya hakkım yok mu?
Ben bir gösteri miyim? Şahane mi olmalıyım? Beğenmediysen dön yüzünü. Ama gözlerini kapatıp sevme beni.
Talihsizliğin en büyüğü doğmam gibi gelebiliyor. Nedenlerini sorgulamaktayım varlığımın. Bu sahne değil sanki yerim. Tuhaf, her şey için de bunu söylerim.
Daha kaç şeyi bırakacağım ardımda. Bu huzursuzluk yüzünden kaçıncı vazgeçişim. Ve kaçıncı pişmanlığım. Ben kendimi neden sabote ederim?
Yürüyemiyorum ayaklarım dolanıyor, halbuki sarhoşluğu geçmişti ruhumun. Çok ihtiyacım var kaybolmuş bir zihne. Bendeki çok ağır, taşıyamıyorum.
Çiçekler alın bana. Mezarıma da olsa dikin onları. Baktıkça güzel şeyler görmeyi ama o güzellikler için emek vermeyi belki o zaman öğrenirsiniz. Bir faydası olmaz hiç bana. Ama yaşamanın da yoktu bilirsiniz.
Fazla melankoli gelebilir. Ama sevmiyorum yaşamayı. Düşüyorum. Tırmanmaya çalışırken düşüyorum en çok da. Ben çok yoruldum. Devamını merak etmiyorum.
Sıkıcı bir film oldu benimki. Belki kimse sonunu getirmek istemez biliyorum. Zaten esas kızın derdi de buydu, rolü içine hiç sinmemişti.
Kübra
2023-11-26T21:16:57+03:00Yorumunuz için çok teşekkür ederim Gürcü Güler. Duygularımı paylaşmanız, onlara kendi zihninizde bir yer vermeniz çok kıymetli. Bunun için ayrıca teşekkürler 😊
Gürcü Güler
2023-11-26T19:26:54+03:00"Bir çiçek kadar solmaya hakkım yok mu?" Beni en çok etkileyen cümleydi. Hüzne, kedere birazcık solup kendi içine kapanmaya dahi hakkı olup olmadığını merak etmek. Bu cümle zihnimde birçok anıyı canlandırdı. Solmaya da açmaya da hakkımız var oysa. Hatta çiçekleri istediğimiz renge de boyayabiliriz. Sormadan, izin istemeden. Kaleminize, yüreginize sağlık..