Sen ve şu senin çekip gitmelerin...
Aynı yerden, kaldığımız yerden
Her defasında farklı...
Her defasında sonu aynı
Sen ve şu senin gölgesizliğin
Dallar altında uzanmış boyu boyuna
Gündüzün en orta yerine
Asırlık çınarlar altında yek ve hür
Gece yarıları trafiğe kapalı meydanlarda
Bıçakla kesilmiş iz yok herhangi bir sesten
Topukların çarpıyor duvarlara
Attığın her adımın bir ismi var
Belki
Sahipsiz yürümüyorsun
Sen ve şu senin orman gezmelerin
Çilek tatmaların, kiraz ağacına yaslanmaların
Çıkıp gelen rüzgar ve sararan saçların
Kırlar boyu düşe kalka koşmaların...