bi' döngünün içinde öylece yuvarlanıp debelenip duruyorum. ne içinden çıkabiliyorum ne bunu kırabiliyorum. hayal kırıklıklarını heybeme atıp yoluma devam etmeye çalışıyorum ama ne kadar yükü taşıyabilirim bilemiyorum. hayatın cilveleri, tesadüfleri çok tuhaf. hisler, kalp, anlık çıkan sözcükler her şey hem çok özel hem çok anlamsız. bir şeylerin değişeceğini sandığım her an kendi kuyuma geri dönüyorum. daha da kötüsü zamanla kendime beslediğim acıma duygusu beni boğar gibi oluyo. keşke boğsa. ama boğmuyo da namussuz. bayıltana kadar boğazımı sıkıp sonra azad ediyo beni. daha da kırılıp incineyim diye özgür bırakıyo. sonra hiç beklemediğim bi anda tam iyiyim derken el titremesi ve kalp sıkışması olup gelip kapımı çalıyo. bi başka duygu da “ben bunu hak etmiyorum” duygusu. en olmadık zamanlarda çıkıp çıkıp kendini hatırlatıyo -çok da önemli sanki. kimin neyi hak ettiğinin de bi önemi yok zaten. var mı?