İnsanlığın bu hurdahaşlığı çekilmez çilesiydi.

Tonlarca ağırlıkta bir buz kütlesinin altında ezilişiydi. Yer kürenin çözülmez denklemiydi, anlatılanlar vasat, yalnızca hakikat içinde bir oyuktu.


Üzerinde kıyamet senaryolarının kurulu olduğu kirli düşüncelerin gölgesiydi.

Düşündükçe kayboluşun, kaçtıkça saplanışın, bir şarapnelin beyninde patlayışıydı.

Kör edici imgeler, bulanık siluetlerin içindeki döngünün kırıntılarıydı.