Neyin var diye soruyor..

Akşamüzeri alacası…

Oturmuşuz.

Bana, beni anlayabileceğini kanıtlamaya çalışıyor.

Gözlerinin karasından gözlerimi kaçırıyorum. “İçimdeki peygamberi öldürdüm.”

Sadece kaybolmuşum.

Kızıyor.

Histerik.

Bağırıyor.

Dönüp yürüyorum

Neyim mi var diyemiyorum

Uzun parmakları var.

Saçları kömür karası.

Güzel görünüyor.

Güzel olduğunun fakındaymış gibi davranıyor. Hani sadece güzel erkeklere has o özgüven var tavırlarında

"İçimdeki peygamberi öldürdüm."

Gülüyor.

Bir asır sürüyor gülüşü.

Yüzümü çeviriyor elleriyle yüzüne.

Utanç, kan kırmızısı…

“Sen sadece kaybolmuşsun.” diyor.

Ne kadar kolay bunu söylemek

İçimdeki peygamberin cesedini sırtlayıp kalkıyorum

“Kendine kadın bul, düzenli seksin faydası olacak sana.” diyorum.

Ayakta

Gitmeye hazırlanıyorum.

kaybolmuşum.

Kime ne?