Hâlâ hatırlıyorum, fırtına kapıdaydı

Gidişin zemheriydi, dönüşün bahar olsun

Gece sakin, yol tenha, metruk bir yapıdaydı

Gidişin zemheriydi, dönüşün bahar olsun



Veda ettiğin yeri her gün öpüp kokladım

Dolaştım odaları, köşe bucak yokladım

Hasretin sermayesi gözyaşları topladım

Gidişin zemheriydi, dönüşün bahar olsun



Hangi mevsime girdin, hangi takvimde kaldın

Hangi şehre uğradın, ben yokken kimde kaldın

Geriye cevapları sende sorular saldın

Gidişin zemheriydi, dönüşün bahar olsun



İçimi kemirdikçe bir amansız vesvese

Kaç kez gelmek istedim bıraktığın adrese

Soramadım resmini gösterip de herkese

Gidişin zemheriydi, dönüşün bahar olsun



Tüm yollar çıkmaz sokak, zaman içimde yitti

Duvardaki takvimde son yaprak “ah”la bitti

Günler, haftalar, aylar birbirini tüketti

Gidişin zemheriydi, dönüşün bahar olsun



Karanlık gecelerde seyrettim ayı yalnız

Unuttum bardağımda soğuttum çayı yalnız

İstemezdi Sebîlî böyle kalmayı yalnız

Gidişin zemheriydi, dönüşün bahar olsun


İstanbul/2016