"...Yaşamın amacı kişinin kendini geliştirmesidir. Doğamızın gereğini kusursuz olarak gerçekleştirmek: İşte her birimizin burada olmasının nedeni budur..."
sayfa 30

Çocuklar başlangıçta ana babalarını severler, büyüdükçe yargılarlar ve kimileyin bağışlarlar.
sayfa 88

Evlilikteki gerçek sakınca kişiyi evcil yapmasıdır. Evcil kişilerde renksiz olur. Bireysellikten yoksundurlar. Öte yandan evliliğin , tersine karmaşıklaştırdığı kişiler de vardır. Bu gibileri bencilliklerini korurlar da üstüne daha bir sürü başka benlikler eklerler. Birden çok yaşam sürmeye zorlanırlar. Daha iyi bir organizasyona kavuşurlar. Bana kalırsa bu, insanın varoluşunun amacıdır. Zaten her deneyim değer taşır. Evliliğin de kim ne derse desin, bir deneyim olduğu su götürmez.
sayfa 97

Geçmiş her zaman ortadan silinebilirdi. Pişmanlık, unutkanlık, yadsımayla başarılabilirdi bu. Gel gör ki gelecek, kaçınılmazdı.
sayfa 151

Hayatın kendisi kaostan ibaretti ya, imgelem denen şeyin müthiş bir mantığı vardı. Pişmanlığı günahın izini sormaya yollayan imgelemdi. Her suça çarpık döller yollayan imgelemdi. Gündelik olgular dünyasında ne kötüler ceza görüyor ne de iyiler ödüllendiriliyordu. Başarı güçlülere veriliyor, yenilgi zayıfların eline tutuşturuluyordu. Hepsi bu.
sayfa 247

Bir zamanlar, her şeye gerçeklik kattığı için nefret ettiği çirkinliği şimdi aynı nedenle kendine yakın buluyordu. Tek gerçek çirkinlikti. Adi kavgalar, iğrenç izbeler, başıboş yaşantıların haşin şiddeti, itin, uğursuzun pespayeliği, çirkinliğin ürünleri, yarattıkları izlenimlerin elle tutulur yoğunluğu yüzünden sanatın girdiği bütün güzel biçimlerden, arkının söylediği bütün düşsel gölgelerden daha canlı, daha belirgindi.
sayfa 230