"Mesaj yaz" kısmı belirginleşip kayboluyordu. Yazacak bir şeyler değil çok şey birikmişti ama son konuşmadan bu yana çok şey değişmiş ve artık birbirlerine yazacak cesaretleri kalmamıştı. Onu sevmişti hem de çok uzun zamandan sonra. Gittiği yerlerden dönme kararını onun haberi olmadan almıştı. Ve ondaki evini görüp beğenmişti. Seviyordu onun kendisine bakışını, başka bir tınısı vardı onun sevgisinin. Korkarak ve de sorularla seviyordu karşıdaki onu ama bizimkisi bunu bile sevmişti. Kendisini anlayacak birisini bulmuş olmak onda unuttuğu duygularını canlandırmıştı. Evet sevmişti onu... Ama sonrasında anladı ki onu sadece sevmek için sevmişti. Kendisindeki eksikliği bulup onu kaybettiği yapboz parçasını yerleştirir gibi oraya yerleştirmişti. Onun sevme sanatı buydu. İnsandı ama insanı olmayan çoğu şeyi barındırıyordu. Sistemsel veriler yükleyip kendince koruma kalkanı oluşturmuştu. Ve bu sefer koruduğu kendisini en çok kendisi yaralamıştı. Kadın gitmişti bu esnada ve o bunlardan habersiz kalemde oturuyorum diye ince ama derin bir kaybetme hissiyle biraz da gururla dört duvar arasında kendisiyle baş başa kalmıştı...