Başıma vurulsaydı, elimden ekmeğim alınsaydı,

Kalbime küfür edilseydi, güneşi görmem engellenseydi hatta elimden incirim alınsaydı ve her yaz yasak olsaydı yemem,

fedakarlık derdim kendimce

ama benim suyumu döktüler.

sokak hayvanlarının ne hissettiğini şimdi daha iyi anlıyorum.

Bir kasvet budalası altında bir taş ezildi.

Güzel sandı gözünün içi, dudağının altındaki fazlalığı, kirpiğine vuran o güneşi, dik kirpiğine vuran o güneşi, sarı ve dik kirpiğine vuran o güneşi.

Benim bu gözlerim hangi günahın bedelini ödedi bilmiyorum Allah'ım?

Bir gün bana ait sandığım bir cümleyi ona bağırdım

Bana sustu

Ben sustum.

Milyon kere kırıp düzelttiğim şu bibloyu yani dört odacıklı birden fazla kapakçık şu sol ciğere yakın olanı alaşağı ediyor işte bu atlar dört nalını bunun üzerinde koşsunlar.

şimdi sokak köpeklerini çok iyi anlıyorum

Her yavru köpek anaç hissettirirken büyüyünce "hoşt ulan" dediğimiz bir biblo.