kuşlar için ektim, su verdim mısırlara

bekle dediler bir gün konar omuzlara

nafile yitirdik ya vurulmazdı kırbaç

bulutları kaşık kaşık yutanlara


hicvederdi bizi gres yağlı pantolon

ve hışırtısındaydı mahcubiyet

son düdüğü işte gece yüklü trenlerin

yarı yolda inerken masumiyet


çocukluğu yırtmaya beş kala

bir çağ gıcırtısına uyandı umutlar koğuşu

bilmem ebe olmak hayali miydi pilotların

asrın idrakıyla günler sarıyor başa