Takma isimlerinden ad ve soyadlarına geri dönüş yapmış tüm dostlara/arkadaşlara...


Öyle bir zaman oluyor ki içine sevgisini sığdıramadığın, sürekli birlikte vakit geçirmek istediğin ve sadece isimle hitap etmenin dostluğunuzu tanımlayamadığını düşündüğün dostlar oluyor hayatında. O kadar çok şey paylaşıp vakit geçiriyorsun ki kardeşten öte oluyorsun. Sanki hayatından asla çıkmayacaklarmış gibi yaşıyorsun tüm anları. Tabii her şeye hazır yaşıyorsun ama yokluklarını hayal edecek kadar ileri gitmiyorsun endişelerinde. Siliyorsun o kara bulutları gözünün önüne geldiği zaman.


Ta ki gerçekleşene kadar... Gerçekleştiğinde de geçilmesi gereken o sancılı süreçten oluşan bir kabullenme evresi oluyor. Kabullenene kadar bekliyorsun ki bir olay bu kabullenme noktasına ulaşmanı engellesin. Gerçekler ortaya çıkmasın, karşıdan gelen açıklamalar ile örtülsün, kapatılsın. Sanki kabullenme evresi ne kadar uzun sürerse kapı o kadar açık kalacakmış da giden kişi her an gelebilecekmiş hissi de bir o kadar uzun sürüyor gibi geliyor. Halbuki o evrenin uzun sürmesinin kişinin kendisini üzmekten öteye götürmediği gerçeği, olaylar geçtikten sonra ve uzaktan bakıldığında o kadar belli oluyor ki. Bir yandan tüm bunlar yaşanırken de farkında olabilmeyi diliyorsun beyhude bir yakarışla. Fakat, maalesef o evrenin içerisinde iken zamana ve olaylara karşı direnmekten bitap düştüğün için görmen gereken noktaları, her şeyin olması gerektiği gibi ve olması gerektiği için olduğunu, her şeyin senin için hayırlı olmasa bile bir edinim ve geleceğe yatırım ve destek olduğunu göremiyor hep olumsuza odaklanıyorsun.


Geri dön ve bak. Daha önce yitirdiklerin için aynı üzüntüyü duyuyor musun hâlâ? O zaman yaşadıkların gözyaşı şeklinde mi vuku buluyor yoksa hafızanda uyarı niteliğinde mi? Uyarı ve kendini korumanı sağlayan bir etki ile uyanıyor ise düşünceler, doğru yoldasın demektir. Tüm o doğruları şimdiki zamanda yaşadığın acı ve yitirişlere uyumlandırdığında daha fazla acı çekmeyeceğini göreceksin. Tüm bunların edinim, olgunlaştırma ve devinim öncüsü oldukları tüm hücreler ile duyumsanacaktır. Sadece sabret, isyan etme, tat, deneyimle, derin nefes al, bekle, sakinliğini koru, dua et, elinden gelen bir şey var ise yap. Ama dur ve teslim ol. Olacak olan zaten oluyor. Kaderini sev. Kabullenmek değil, onu sevip onunla büyü ve geliş. Giden her şey yenilerine yer açman içindir. Bazen de boşluk olması sahte bir doluluktan iyidir. Kendinle yalnız kalmayı isteyecek kadar kendinle ve sevgiyle dolu ol.