Tekerlekli sandalyeye mahkum bir hasta gibi
Aşağıdan bakarak dünyaya
Balkonlardan izledim sokakları
Oturun lütfen
Sizinle oturunca eşit oluruz
Benim noksanlıklarım unutulur
Sen unutma...
Ah benim dünyaya kendinden yabancı dostum
Bilirim ellerinde sakladığım o gizli izlerin anısını
Anlatmasan da avucunu sımsıkı sıksan da yanımda
Bilirim
Biz ki aynı çamurdan yoğrulmuşuz unutma
Çamurla oynamayı sevenlerdendik
Aynı çamurlarda oynarken yorulduk
Saklama, aç avucunu
Bir kuş konmasa da avucuna
Bir papatya yeşermese de
Bir dostun eli tutanacak en büyük daldır insana
Bir dostun avucunda
Yahut ağaçların imrendiği çiçek açan parmaklarında
Derin bir uykuya dalmaya ihtiyacım var
Hep nasıl şiir yazıyorsun diye sorardın ya bana
Necip Fazıl gibi trende elimdeki sigara kağıdına sakarya destanı yazmışım gibi
Ya da bir limanda aşkını gizlemek için sevdiğinin adını gemiden alan bir şair gibi saklanırdım
Çünkü bilsen yazdıklarımın şiir olmadığını
Utanırdım o zaman
Saklanacak yer bulunmuyor bir dostun yanında
Sen daha nereye gideceğini düşünmeden o cevabı biliyor
Gizlemeye çalıştım acılarımı
Açılınca çeyizlik bohçası gibi anadolu kızlarının, Serdim ortaya
bunlar benimdir, ben bunlardan ibaretim
Benden tuğlalar koydum ortaya
Bir gökdelen sığmaz bir çuvala
Tuğla tuğla saklarsın
Önce parçalar sonra her parçasını ayrı ayrı ölçer biçersin
Binbir tuğla örsem de etrafıma
Enkazdan sadece moloz olur
Tuğla olmaz bir daha
İyi bir mimar olsam
Bir tuğlaya bakıp binayı tahmin ederdim
İyi bir şair olsam
Dizelere bakıp hangi dizelerde ağladığını bilirdim
İyi bir...
İyi bir insan olsam...
Dosta bir merhabayı eksik etmezdim
İyi değilim ne ahlaki olarak
Ne de epistemolojik olarak
Varlığın her dalında
Ya kötüye yakınım
Ya da eskiye, çürüğe
İyinin zıddında ne varsa bir adım o tarafta
Nasıl şiir yazıyorum biliyor musun
Karşıma oturtuyorum birini
Başlıyorum ona anlatmaya
Bazen ilkokulda silgimi çalan arkadaşıma sitem ediyorum,
dokunmayın eşyalarıma, yeni bir hayat alacak param yok daha
Bazen kendimi koyuyorum
Ama inanır mısın bencillikten değil
Dünyada iki tane ben olmasını en son isteyecek kişi de benimdir
En zor ona bir şeyler anlatmak oluyor
Çünkü yalan söyleyemiyorum
Kendime kızgın bir bakış atıyorum
En ufak bir yalan koysam
Hatta yalanın mahallesinden geçse cümlelerim
Kendimi döveceğim diye korkuyorum
İşte böyle yazıyorum
Yüz yıl önce yaşasam defterdar olurdum
Bin yıl önce olsa kaşif
3 bin yıl önce olsa filozof
5 bin yıl önce taşlara kazırdım
Ama illa birini koyardım karşıma
Yazardım
Yazıyı da benim dedelerimden biri bulmuştur eminim buna
Velhasıl birikti monologlarım
Birkaç haftadır karşıma seni koyup anlattığım çok şey oldu
Sadece bu satırlar kaldı sana
Çoğundan mahrum bırakacağım seni
Affedersin diye umuyorum
Sağlıcakla.