Önünüzdeki birkaç dakika boyunca hiçbir şeye sahip olmadığınızı düşünün. Küçük yaşta babanızın annenizi gözlerinizin önünde bıçaklayarak öldürdüğünü düşünün. Kardeşinizin öldüğünü ve sizin ona son sözünüzün "keşke olmasaydın" olduğunu, akrabalarınızın sizden hep nefret ettiğini, size köpek muamelesi yaptığını ve dışladığını düşünün. Hiçbir zaman arkadaşınızın olmadığını, zorunlu olarak yalnız kalmaya alıştığınızı ve toplumun sizden nefret ettiğini ve dışladığını düşünün. Adamakıllı okula gidemediğinizi, asla kariyer açısından şans bulamadığınızı, hayallerinizi asla gerçekleştiremeyeceğinizi kabul ettiğinizi düşünün. Yaşamayı hiç sevmediğinizi ve yaşamanın sadece zorunluluk olduğunu, intihar etmek göt istediğinden yaşadığınızı düşünün. Ve siz bunların hiçbirini hak edecek bir şey yapmadınız. Ölümün gerçekliğini ve ansızın olduğunu kabul ettiğinizi ve herkese iyi davrandığınızı düşünün. Ve şimdiki halinizi düşünün. Ailenizle geçirdiğiniz anıları hatırlayın doya doya, en yakın arkadaşınızı düşünün. Onunla yaptığınız saçmalamaları ve eğlenceleri, durumları düşünün doya doya; kariyerinizi düşünün, başardığım dediğiniz durumların sevincini tekrar yaşayın doya doya.


Yapmayı sevdiğiniz şeylerin verdiği mutluluğu düşünün şu an. İyice, tekrar yaşayın bu duyguları şu an doya doya ve gökyüzüne bakın hemen. Bunların değerini ne kadar biliyorum, diye sorun kendinize. Düşüncelerinizin derinliğinde kaybolun, aniden açın gözlerinizi ve sorgulayın tekrar gerçekliği. Ölümün bir gerçek olduğunu ve gördüğünüz, bildiğiniz her şeyin nihai olmadığını hatırların kendinize. Tanıdığın, sevip sevmediğin herkesin bugün son günü olabileceğini ve bu yüzden daha da değerli olduklarını anlayın kendinizce. Ve sorun kendinize; göz açıp kapayınca bitecek hayatınızda ne yapmak istediğinizi karar verin kendinizce, aklınıza geleni yapın. Özellikle güzel şeyleri.