"Hiçbir zaman çocuk olamadım sanırım. İnsanın o dönemine isabet eden yıllarda bilinçsiz bir şekilde gölge olmakla meşguldüm. Nedenini bilmediğim bi sebepten ötürü herkes ama herkes için bir görünüp bir kaybolurdum. İşin beni sinir eden tarafı sanırım bunu bana ben istemediğim halde yaparlardı ama beni görmeye başladıkları anda hiçbir şey olmamış gibi devam ederdim. Korkardım fark etmeden, fark ettirmeden. Bu korkunun sebebi tepki gösterirsem sonsuza kadar gölgelere hapsedilmekti sanırım şimdi dönüp baktığımda. Çünkü gölge olmak yok olmak ya da görünmez olmak demek değildi karanlığa itilmekti. Ve orası yansımanın görüldüğü ama aslından köşe bucak kaçıldığı yerdi. İşin garip yanı ben de korkardım gölgelerden ama ardında göreceğim gerçeklikten, aslından ötürü değil, kaçarsam sığınabileceğim bi gökyüzüm olmadığını bilirdim. O yüzden gölgelerden değil gölgeleri görme ihtimalimden korkardım aslında. Bu yüzden kaçtım durdum ışıktan da karanlıktan da. Kendi benliğime bile hapsolmadım. Zaman geçti devir değişti ve ben fark ettim ki bana yapılanları bu sefer de ben kendime yapar olmuş sadece kaçmamışım, bakmayı da bırakmışım kendime. Alışkanlığın kölesi olmuş, kendimi sallandırıp da durmamışım."