Küçüktük, ufacıktık. Sanırım ben ilkokul 5i, kızkardeşim 3ü bitirmişti. Küçük ev dizisini izlerdik. Bir gece, biz iki küçük kız kafa kafaya verdik, biz de lora ve melisa gibi yatmadan önce dua edelim dedik. Yataklarımızın yanına çömeldik, ellerimizi birleştirip başımızı eğdik, ailemiz mutlu olsun, derslerimiz iyi olsun, yarın güzel olsun diyoruz. Birden ışığın hala yandığını gören babam odaya girdi.

-napıyorsunuz dedi kızgın bir sesle

-dua ediyoruz dedik, küçük evdeki lora ve melisa gibi diye açıklamaya çalıştık.

-biz hristiyan değiliz dedi babam. Yok mu bildiğiniz bir dua dedi

-babannem öğretmişti dedim ve okudum: yattım Allah kaldır beni/nur içine daldır beni/yattım sağıma döndüm soluma, sığındım Allahıma/melekler şahit olsun dinime imanıma

-tamam bunu okuyun dedi babam ve ışığı kapatıp çıktı.


Sonra, biz yemekten önce niye dua etmiyoruz diye dedeme sorduk. Babam sert mizaçlıydı, soramadık. Dedem dediki, babanız para kazanıp sofra açıyor önünüze ve diyorki Allah'ım soframıza halil ibrahim bereketi ver ve anneniz yemek pişirirken Allah'ım soframıza halilibrahim bereketi ver diye dua ediyor. Siz çocuksunuz, bismillah demeniz sonra da elhamdülillah demeniz yeter.


Bugün hala doğru düzgün dua edemem. Kaygılı gecelerimde 'yattım Allah' ı okurum. Bir tek gece namaz kılarım 2 rekat ve 'Tanrım varsın birsin, ne diyeceğimi bilirsin' deyip bir fatiha, bir elham ve rabbenaları okurum. Sonra Şafi isminden ruh ve beden sağlığı, Selam isminden huzur ve geçim dilerim.


Aciz ve zayıfız, duasız olmuyor.