Sevincin de ayakları var
Anlamlarda boğulunca gör sen olanları
Sessizliğin yokluğunu ve gürültünün kaygısını
Heyecanın elleri var mı?
Sarmalandığında hissediyor musun?
Düşlerin kanatları var
Biliyor musun görmeyince duymuyorsun da sanıyorlar
Gökyüzü renk alıyor
Odama sızıyorsun
Bir sarı ışık kadar bile yakında duramıyorsun
Melankoliye bile sarılıyorum ama senin yokluğunla selamlaşamıyorum
Ellerin heyecanını yitirmiş
Yokluğu kucaklıyorsun
Kaç dil çözer seni?
Bu karmaşanın puslu çizgisinden yarınlara uzanıyorsun
Aynı yüzü görüyor musun aynada?
Gülümsemenin anlamı var mı bu ay da?
Kiraz çiçeklerini döküyormuş yağmur daha yaşayamadan
Japonya'da bir evin bahçesinde şiddetli yağan yağmuru izliyorsun
Dün öğrendim,
Kısacıkmış ömür
Bir an kadar yakınım sana
Gözlerini aç
Yüreğini ferah tut
Fırtına gelse de yaşa varken kanatların
Düşersen de kalk olur mu?
Düşlerin kaygılarıyla durma öyle ıssızlıkta
Sarıldığında hissediyor musun insanları?
Anlamlarında boğulma geçmişin
Sıcak bir gülümsemeye tutun, bir çocuğun balonuna gülümse
İçin de bir içim de
İnsan
Ağır aksak anlamları kaydını almadan sürükleniyor geçmişe
Geri gel, anda kal
Yaşa!
Zorla.
Unutma bir telafisi yok yaşamanın
Eksi ve artıyla yokluğu bilerek yaşa
Var ol
Dün öğrendim kısacıkmış ömür
Gülleri gördüğü günler biter kokusuyla zihninde dans edermiş
Çiçeklere küsme
Gözlerin gördükçe yüreğin kapısını açtıkça seveceksin
İnadı bırak
Fırtına geliyor
Fırtına her an kapında
Kum saati işliyor karanlıkta
Gök yüzünü çeviriyor sana
Gözlerini duy
Kulaklarının bakması için erteleme
Her an özlem kapında yaşıyor
Kördüğüm bir anlam taşımıyor
İnadı bırak da yaşa!
Yaşa
Var ol
Gülümse
Ağla
Güz eskiyor
Yüzün siliniyor
Bir gezegende bir nokta
Ertesi güne kalma
Bugünü yaşa
Gözlerini aç
Gökyüzü renk alıyor yokluğumda