Eşiği aşınmış gülüşümün,

bıraksan yağmuru hecelerim sana.

Gece huruç hareketleriyle deliyor

göğüsümü.

Pas ve yerine oturmamış bir ruhtan

bulacağı bir şey yok oysa.

Ben yıldızlı bir gök dilemiştim ondan

saat dört, bu kadar cesetlerde yaşanmaz ki.


Ben bir ses var diyorum ona

ruhuma izan.

Hadi kalk gidelim

hadi kalk olmağa gidelim

"but first beer"


Gel barışalım artık yoksa ölüm mü kalır geriye?