kimse bilmiyor.
ben, düşünce ininin kervan geçmez bir kuytusunda dünyaya direniyorum.
adem'den de eski yalnızlığım
bölünmüş kıtalar gibiyim.
hangi mülteciye bağışlasam ellerimi
kalemle çizilmiş bir 'başka' toprakta vuruluyor
bombalar düşüyor kalbimin belleyemediği kavramlara.
dinbilmez kabile şefleri de ölüyor, imamlar da
soyunun sonuncusu çiçekler de ölüyor en sonunda.
kim nereden bilsin?
börtü böceği ürkütmesin diye takunyalarım,
yalınayak yürürüm bir karanlıktan, bir başka karanlığa
güneşe olan hasretim kaburgalarımı uzaklaştırdı birbirinden
umulmadık bir söz kadar kırılgan şimdi kemiklerim
özsesimden korkmasam bir gök gibi bağıracağım
ama elleri kelepçede bir devrimci gururuyla susuyorum.
susuyorum ya,
dünyadan da eskiydi çocukluğum.
bir kuşun kanatlarındaki anlamı anlamaya çalışıyordum
griye çalan fotoğraflardaki tebessümlerin içtenliğini
çarpım tablolarını, fiziki haritaları ve peygamber hayatlarını.
yağmur suyu birikintilerinde kendime bakıp
kendimi anlamaya çalışıyordum.
hiç kimse görmedi
alabildiğine kızıl bir günün batımıydı.
bisiklet hırsızı birkaç yahudiye kaptırdım
jantları süslü mavi bisikletimi.
korkusuz birkaç yahudiydiler
cesaretimi de alıp gittiler.
ağlasam bir gök gibi yağacaktım
kulağımda yağmurlar çaldı, ağlamadım.
babamın işçi ellerinde bisikletin bir değeri vardı, yüzümün yoktu
annemin saçının süpürgeleşmiş tellerinde
yamalı önlüklerinde arkadaşlarımın
her şeyin bir değeri vardı rakamlarla belirtilen.
fakat cesaretimi kaybetmiş olmamı kimse umursamadı
o üç yahudinin bana neler yapabileceğini görmediler
devletten görme bir içgüdüyle;
beni, bir odaya kilitlediler.
evrenin, duvarları rutubetli herhangi bir odasıydı
yalnız kaldım.
çocukluk kahramanlarım bir kızıl yüzün sıcaklığında terk etti beni o gün,
yalnız kaldım.
karanlıktı,
ben allah kadar yalnız kaldım.
kimse görmedi.
işte bundandır,
ben, düşünce ininin kervan geçmez bir kuytusunda
dünyaya direniyorum hâlâ
ve bundandır,
ellerim artık benim değil.
kalbim, ses tellerim, korkusuzluğum benim değil.
biliyorum,
eğer dünyaya bir daha kanarsam;
beni bisikletimden vuracaksınız.
Serhat Tepe
2020-11-22T00:54:22+03:00Ozan Hoca, vurdun...
Mert Hüdai Kayadibi
2020-10-08T20:49:45+03:00Çok fena. bravo
Ferah
2020-10-08T02:41:36+03:00Hocam bu şiiri çok seviyorum. Biraz çocukluk biraz da buruklukla okudum. Yüreğinize sağlık hocam.