İçime dolan rüzgârın uğultusunu dinledim.
Tâze çiçekler topladım, pencereme koymak için.
Nazikçe başımı okşayan bir sevgide unuttum adımı.
Hiçbir telini koparmadım sâzımın, türkümün boynunu bükmedim.
Hani bir söz gelir yâdına, sonra kuş gibi uçar gider.
Öyle havalandım ben kanatlarımla, yana yakıla.
Altını çizdiğim cümleleri ezberledim, noktasına virgülüne kadar.
Bir tebessüm ördüm, odamdaki duvarlardan...
Çünkü dokunduğum her zerre, ağlıyordu.
Gözlerine baktığımda rûhuma bıçaklar battı.
Doğum ve ölüm gibi gerçek.
Fakat dünya gibi fânî...