Aşkın hasretine bir ormancı kuş yolladım,

Kaybolmuş karanlıkta, siper ettim göğsümü

Sarıldım dalına.

Dur dedi kuş, ben sadece umudun habercisi.

Oysa sen, umudun kendisisin.

Kendinden vazgeçersen, iyileştirebileceğin herkesten,

Elini tutabileceğin bütün yüreklerden,

Kalbine şifa olabileceğin her nefesten vazgeçeceksin.

Dur dedi, sen gidersen

Solmaz çiçekler, durmaz hayat ama.

Çok umudu katledersin sana inanan.

Sana tutunan, sözlerine tutunmuş çok insan intihar edecek kendi içinde dur!

Senin, sen olduğun için bu hayata ihtiyacın var.

Umudun, yol gösterebilmesi, kalplerde tekrar barınabilmesi ve hatırlanabilmesi için sana ihtiyacı var.

Dur! İntihar etmek için çok erken.

Daha kurtarmamız gereken hayatlar var dedi bir ses,

Dur! Daha hak ettiklerimizi tam anlamıyla yaşamadık dur!

Dursana, sen daha çiçekli günleri görmedin ki?

Dursana! Sen hâlâ nefes olabilecekken insanlara neden gideceksin dur!

Kendine iyi bak, ne olur.

Çünkü sen umutsun, umut tüm hayat.

Çünkü sen nefessin, nefeslerin insanlarda.

Çünkü sen hâlâ dokunabilirsin kalplere.

Çünkü sen iyiliği temsil edecek, aydınlığı göstereceksin insanlara dur!

Bırak onlar karanlık için yaşasın sen dur!

Biz yola devam edebiliriz bak, beraber geçiyor karanlıklar!

Karanlıklar, sen aydınlık oldukça dağılıyor gökyüzünde dur azizim!

Aydınlık senin kalbin, göğüs kafesinde taşıdığın o çocuk senin umudun!

Dur, daha yolumuz bitmedi.

Seni seviyorum.

~Fehmekar