Düşüyorum

Kırılacağım

Mukaddes gözlerinin perdesinden

Acı düşlerin uykusuna

Süzülüp akacağım


Vakitsiz kazanılmış ölümlerin 

Haklı ve mağrur zafer çığlığı 

Takılıp kalacak genzinde

Bir küfür gibi içinden atılmak istenen

Kapı dışarı edilmeli 

Hastalıklı ve çirkin bir köpek gibi

Koynunda yatacağım


Düşüp kırılacağım mutlaka

Öyle zarif ve ince bir bardak gibi de değil 

Binlerce yıl yükseklikten 

Buz tutmuş bir acıyla vuracak benliğim

Yüzünün kuraklığına


Teninde kükreyen başka bir sevdanın 

En şehvetli sahteliğinde 

Saatlerin tıkırtısına eşlik eden 

Soğuk ve biçimsiz nefeslerin 

Kalbini dolduruşunda 

Ya da başka bir avuca emanet ettiğin 

Ellerinin çatırdayışında

Bir yıldırım gibi düşüp 

Dağılacağım toprağına 

 

İntiharlara taşıdığı bir hayalim ben 

Kuzgunların sonbaharda

İki dudağının arasında 

Bir yudum yangınım ama

Her şey bir yana

Paramparçayım sana.