Ya düşünüyorsam, yoksam? Sadece düşüncenin kendisi varlıksa, ben bu dünya da var olması için yaratılan bir illüzyonsam? Ya düşüncenin kendini oyalamak için oluşturduğu ufak bir gerçeklik sanılsamasına sıkıştırılmış koca bir düşünce isek?

Ya da sırf düşündüğüm için yoksam, yani bildiğimiz bu diyarda sırf düşümüz olduğu için var isek? Düşünsel bir güç olmasak, başka bir diyarda başka bir yapı ana varlıksa ve orada o şekilde de bildiğimizden farklı bir yaşamın kapısı var mıdır? Varsa düşünsel güç mü onu açmaya yeter, yoksa düşünsel gücü yok etmek mi? Her şey sorgulanabilir, aksinin kanıtlanmayışı olan denklemlerde bile... Denge de aksi olamadığı için gerçekliği sorgulanır. Karanlık yoksa ışığın varlığı bir önem taşımaz. Karanlık yoksa ışık yoktur. Her şeyden de öte, toplu bir körlük bütün algılarımızı yönetip bizi gerçeklikten kopuk bir dünyada bir perdeyle bizimle, hepimizle oynuyor ise bunun gerçekliği de aksi de kanıtlamaz, bu ayrımda düşüncellik inanca dönüşümü kullanır.